Dünya genelinde hızla yükselen gayrimenkul fiyatları; 2008’de yaşanan ve tüm dünyayı etkisi altına alarak krize sokan mortgage krizininin bir benzerinin yeniden yaşanabileceğini gündeme getiriyor. Pandemi süreciyle başa çıkmaya çalışan dünya çapındaki merkez bankaları şimdi bir yandan da bu finansal tehlikeyle baş edebilecekleri stratejiler hazırlamaya çalışıyor.
Bloomberg haber ajansında bulunan analize göre, salgın teşviklerinin çok yavaş geri çekilmesi, gayrimenkul fiyatlarının daha da şişmesi ve uzun vadede finansal istikrar endişelerinin kötüleşmesi riskini taşıyor. Desteği çok sert geri çekmenin de konut fiyatlarını düşük gösterip piyasaları sarsarak pandemiden sonra başlayan ekonomik toparlanmayı tehdit edeceğinden korkuluyor.
2008’deki Krizin ABD Ekonomisine Etkisi
Konut (mortgage) krizinin tetiklediği ve Lehman&Brothers’ın batışıyla patlak veren 2008 küresel finansal krizinin anıları hâlâ tazeyken, yükselen konut fiyatlarının nasıl kontrol altında tutulacağı, varlık alımlarını yavaşlatmayı ve hatta faiz oranlarını yükseltmeyi tartışan bazı merkez bankalarının önünde yeni bir sınav olarak duruyor. 2008’deki krizde, ABD’nin gayri safi yurt içi hasılasında 14 trilyon dolar ve küresel piyasada 20 trilyon dolarlık kayba yol açmıştı. ABD’de 9 milyon kişi işsiz kalmış, 8 milyon konuta bankalar el koymuştu.
Dünya Genelinde Merkez Bankaları Tetikte Bekliyor
Tahvil alım uygulamalarını daraltmayı tercih eden ABD Merkez Bankası (Fed) yetkilileri, bunu yapmak için neden olarak artan konut fiyatlarını gösterdi. Özellikle konut talebini canlandıracağı endişesiyle ipoteğe dayalı menkul kıymet alımlarını dikkatle izliyorlar.
Merkezi Londra’da bulunan ekonomik tahmin ve analiz kuruluşu Oxford Economics’in yayınladığı son rapora göre, gelişmiş ülkelerde konut fiyatları ekonomiler arasında önemli farklılıklar olsa da, uzun vadeli eğilimlere kıyasla değerinin yüzde 10 üzerine çıkmış durumda. Bunun 1900’lü yıllardan bu yana en büyük artış olduğuna dikkat çekilen raporda, fiyat artışından en fazla etkilenecek ülkelerin başında Hollanda, Kanada, İsveç, Almanya ve Fransa’nın geldiği belirtiliyor. Raporda, konut fiyatlarındaki yüksek artışın finansal istikrarı tehdit edecek boyuta ulaşma riski bulunduğuna dikkat çekiliyor.
Geçen ay Güney Kore Merkez Bankası, gayrimenkulün “önemli ölçüde pahalı” olduğu ve hane halkı borcunun geri ödenmesi yükünün arttığı konusu ile ilgili uyarıda bulundu. Avrupa Merkez Bankası da bu ay enflasyon hedefini yükselterek, ek enflasyon ölçümlerinde konut maliyetlerini de dikkate alacağını belirtti. İngiltere Merkez Bankası ise ülkede yükselen konut fiyatları konusu ile ilgili tedirgin olduğunu açıkladı.
Yeni Zelanda ve Kanada merkez bankaları da bu hususta yeni politikalar geliştirmeye çalışıyorlar. Konut fiyatlarını artırmadaki rolü sebebiyle eleştirilere maruz kalan Kanada Merkez Bankası, daha az genişlemeci bir politikaya geçen ilk merkez bankalarından biri oldu.