in ,

Emlak Vergisi Değerine Nasıl İtiraz Edilir ?

Mükellefler Takdir Edilen Emlak Vergisi Değerlerini Dava Edebilirler mi ?

Emlak vergisi, 4 yılda bir takdir edilen arsa ve arazi metrekare birim değerleri üzerinden belirlenir. Arsanın üzerinde bina varsa, arsanın takdiri değerine her yıl için ilan edilen metrekare inşaat maliyet bedeli eklenerek bina emlak vergisi değeri bulunur.

Bu şekilde belirlenen ilk yıla ait emlak vergisi değeri izleyen 3 yıl, tekrar değerleme oranının yarısı oranında artırılarak belirlenir.

İçinde bulunduğumuz 2021 yılı 2022-2026 yıllarına dair 4 yıl için geçerli olacak takdirler yapıldığı bir yıl.

Takdirleri bu iş için özel olarak oluşturulan takdir komisyonları yapıyor. Komisyonlarda ağırlık kamu temsilcilerinde.

Örneğin arsalara ait takdir komisyonu aşağıdaki şekilde oluşturuluyor:

  • Başkan (belediye başkanı ya da belirleyeceği memur),
  • Belediyeden 1 memur,
  • Vergi dairesi başkanının görevlendireceği 2 memur (Vergi dairesi başkanlığı bulunmayan yerlerde bu üyeleri defterdarlar belirliyor),
  • Tapu sicil müdürü ya da belirleyeceği 1 memur,
  • Ticaret odasınca seçilmiş 1 üye,
  • Mahalle ya da köyün muhtarı.

Mükellefler Takdir Edilen Değerleri Dava Edebilirler mi ?

2022 – 2026 yılları arasında geçerli olacak takdir işlemlerinin tamamlanarak karara bağlanması ve kararların ilgililere tebliği işlemlerinin 30 Haziran 2021 günü mesai saati bitimine kadar yapılması gerekiyor. Takdir kararları mükelleflere tebliğ edilmiyor.

Vergi Usul Kanunu’nun, “Emlak vergisine ait bedel ve değerlerin belirlenmesi, ilanı ve netleşmesi” başlıklı, mükerrer 49’uncu maddesinin (b) fıkrasının üçüncü paragrafı, “Takdir komisyonlarının bu kararlarına karşı kendilerine karar tebliğ edilen daire, kurum, teşekküller ve ilgili mahalle ve köy muhtarlıkları on beş gün içinde ilgili vergi mahkemesi nezdinde dava açabilirler. Vergi mahkemelerince verilecek kararlar aleyhine on beş gün içinde Danıştaya müracaat edilebilir.” şeklindeydi.

Bu paragrafın ilk cümlesi, yalnızca karar tebliğ edilenlere dava açma hakkı veriyor, emlak vergisi mükelleflerine dava açma hakkı tanımıyordu.

Bu cümle, Anayasanın 2’nci maddesinde bulunan “hukuk devleti ilkesi” ile 36’ncı maddesinde bulunan “herkesin dava açma hakkına” aykırı bulunarak Anayasa Mahkemesince iptal edildi.

Böylece mükellefler takdir kararlarına karşı direkt olarak dava açma hakkına kavuştular. Düşünün vergiyi ödeyenler yalnız yeni sayılabilecek bir tarihte dava hakkına sahip oldular.

Kanun koyucu, iptal kararından sonra bu hakkın kullanımına dair özel bir düzenleme yapmadığından bu hak halen genel hükümlere göre kullanılabiliyor.

Özetle, takdir komisyonlarının her 4 yılda bir yaptıkları takdirlere karşı, kendilerine karar tebliğ edilen kişi ve kurumların yanı sıra kendilerine takdir kararı tebliğ edilmeyen emlak vergisi mükellefleri de vergi mahkemelerinde dava açabilirler.

Mükellefler Dava Açma Hakkını Nasıl Kullanabilirler ?

İptal edilen düzenlemede, dava açma hakkı bulunan kişi ve kurumlara, genel dava açma süresi olan 30 günden daha kısa bir dava açma süresi (15 gün) öngörülmüştü.

Bunun sebebi takdirlere yönelik davaların bir an önce sonuçlandırılmasını ve değerlerin netleşmesini sağlama çabasıydı.

Nitekim iptale konu olmayan ikinci cümlede, vergi mahkemelerince verilecek kararlar aleyhine 15 gün içinde Danıştay’a müracaat edilebileceği hükmü varlığını koruyor.

Bu süre de 30 gün olan genel temyiz süresinden kısa. Ayrıca bu özel düzenleme sebebiyle, vergi yargısı sürecine yakın zamanda dahil edilmiş olan istinaf yolunun da bu uyuşmazlıklara kapalı olduğu anlaşılıyor.

Anayasa Mahkemesi, iptali istenen ilk cümleyi Anayasaya aykırı bulup iptal etmekle 15 günlük dava açma süresini de kaldırmış oldu. İptal kararından sonra iptale konu maddede herhangi bir düzenleme yapılmadığı için, genel dava açma süre olan 30 gün, takdir kararlarına karşı açılan davalar için de geçerli.

Kendilerine takdir kararı tebliğ edilen kişi ve kurumların, tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde ilgili vergi mahkemesi nezdinde dava açabilecekleri konusunda tereddütsüz bulunmuyor.

Emlak vergisi mükelleflerine direkt olarak bir karar tebliği yapılmadığı için bunların dava açma haklarının nasıl kullanacakları ise tartışmalı.

Emlak vergisi mükelleflerinin takdir kararlarını muhtarlıklara asılan ilan panolarından öğrenmeleri mümkün olduğu için, bu şekilde öğrendikleri değerleri öğrendikleri tarihten itibaren 30 gün içinde dava konusu edebilirler.

Ancak öğrenme tarihinin tevsikinde yaşanabilecek tartışmaların peşinen önlenmesi bakımından, dava açmayı düşünen mükelleflere, takdir kararlarının muhtarlıklara tebliği işlemlerinin 30 Haziran 2021 günü mesai saati bitimine kadar yapılacak olması sebebiyle, 30 Haziran 2021 tarihinden itibaren 30 gün içinde (30 Temmuz akşamına kadar) davaları açmaları öneriliyor.

30 Temmuz tarihi adli tatil süresi içinde olmasından, bu davayı 30 Temmuz’a kadar açmayıp adli tatil süresi sona erdikten sonra 7 gün içinde de açmak mümkün. (İdari Yargılama Usulü Kanununa göre adli tatil 20 Temmuz ile 31 Ağustos arasında ve son günü bu süreye rastlayan davalar, 31 Ağustos’tan itibaren 7 gün içinde -en geç 7 Eylül günü- açılabiliyor.)

Anayasa Mahkemesinin iptal kararı vasıtası ile, takdir işlemlerinden etkilenecek olan emlak sahipleri, takdir işlemine karşı belediyenin bulunduğu yer vergi mahkemesinde dava açarak fahiş takdirleri iptal ettirebilme imkanına sahip oldular. Bu davalar belediyelere karşı açılacak, yani davalarda muhatap, takdir kararına iştirak eden belediyeler olacak.

Dava Süreci ve Davaların Tahakkuka Etkisi

Takdir komisyonu kararları aleyhine 30 gün içinde dava açılmazsa takdir edilen değerler netleşir ve vergiler bu değerler üzerinden tahakkuk ettirilir.

Dava açılır ve açılan davada vergi mahkemesi, takdir komisyonu kararını iptal ederse, takdir komisyonu derhal toplanarak tekrar bir değer tespiti yapar.

Bu değerin de dava konusu edilmesi mümkün tabii ki. Ancak vergi mahkemesi kararları üzerine tekrar takdir edilen değerlerin Danıştay’dan nihai karar alınıncaya kadar uygulanmasına devam edilir.

Vergi mahkemesi kararı uyarınca takdir komisyonu tarafından tekrar belirlenen değerler dikkate alınarak tahakkuk ettirilen emlak vergisi; yargı kararının temyiz edilmesi durumunda, Danıştay kararına göre kesinleşen değerlere göre düzeltilir.

Vergi mahkemesince verilen kararlar, takdir komisyonunca belirlenen değerlerin belli bir oranda artırılması ya da azaltılması ya da yeni bir değer belirlenmesi şeklinde olursa, takdir komisyonlarınca yeni bir takdir yapılmaz, vergi mahkemesi kararları esas alınarak vergi hesaplanır.

Bu nedenle, dava açacak mükelleflerin yalnızca takdir kararının iptal talebi ile yetinmemeleri, olması gerek uygun değere mahkeme kararında yer verilmesini de talep etmeleri gerekir. Bu değer örnek olarak tekrar değerleme oranında artırılarak saptanan bir değer olabilir.

Yargı kararları üzerine takdir komisyonlarınca tekrar verilen kararlar ile daha önce verilen kararlardan netleşenler, belediye ve muhtarlıklarda ilana mahsus yerlere asılmak suretiyle 2022 yılının Mayıs ayı sonuna kadar mükelleflere duyurulur.

Emlak sahiplerinden biri tarafından açılan dava sonucunda değişen değerler ilgili tüm emlak sahipleri için geçerlidir.

Dava Süreci Tekrar Düzenlenmelidir

Mükelleflerin dava hakkı açma hakkı kazanmasından sonra takdir kararlarına karşı dava açma sürecine dair henüz bir düzenleme yapılmış değil. Genel dava açma süreci emlak vergisinin yapısına uygun değil, bu nedenle sürecin acilen düzenlenmesi gerekir. Çünkü genel hükümlerin uygulandığı mevcut durum karmaşa yaratabilir.

Takdirlerin yapıldığı yılı izleyen yıla (takdirlerin geçerli olduğu ilk yıla) dair emlak vergilerinin daha geç tahakkuk ettirilmesi ve böylece kazanılacak sürede emlak sahiplerinin de dava açma hakkını kullanabilecekleri, daha hızlı işleyen bir yargı süreci kurgulanabilir. Böylece hem süreç kolaylaştırılır, hem de takdir edilen değerlerin netleşmesi daha erken sağlanır.

Önceki takdir döneminde belediyelerin etkilediği komisyonlar çok yüksek takdirler yaptılar. Bu durum mükelleflerin dava açma hakkı kazandığı ilk döneme rastladı ve birçok kişinin dava açmasına neden oldu.

Bu gelişmeler karşısında 7061 sayılı Kanunla Emlak Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 23. madde ile yapılan takdirleri sınırlandı.

Söz konusu geçici madde, takdir komisyonlarınca 2017 yılında 2018 yılı için takdir edilen birim değerlerinin, 2017 yılı için uygulanan birim değerlerinin yüzde 50’sini aşması halinde, 2018 yılına dair bina ve arazi vergi değerlerinin hesabında, 2017 yılı için uygulanan birim değerlerinin yüzde 50 fazlasının esas alınmasını sağladı. Yani emlak vergi değerlerindeki artış yüzde 50 ile sınırlandırıldı.

Bu artış bile çok yüksek, ancak bu düzenleme akabinde birçok kişi açtığı davadan vazgeçti. Mahkemeler de bu düzenlemeye dayanarak “karar verilmesine gerek olmadığı” yönünde hüküm verdiler.

Benzeri bir sürecin bu dönemde de yaşanması söz konusu olabilir. Çünkü emlak vergisi en yaygın vergilerden biri ve mevcut sistem mükellefler açısından öngörülebilir.

Diğer taraftan her 4 yılda bir takdir programının da gözden geçirilmesinde fayda var.

Ne düşünüyorsunuz?

312 points
Upvote Downvote

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

Kalecik Belediye Başkanlığı Kiralık İşyeri Ve Arsa İlanı Yayımladı.

Gültepe Bölgesinin Ardından Beştepeler Bölgesinin de İmar Planları Onaylandı