Müşterek konut tapuya tescilli taşınmazın evlilik sonrası çiftlerin barınmak amacı ile ara vermeksizin kullanmış oldukları ve ortak ikamet ettikleri oturma yeridir.
Medeni Kanun’un 194. maddesi kapsamında müşterek konut veya aile konutu tanımı yapılmakta olup bu konutların evlilik birliği içerisinde yer alması şarttır.
Yazlık gibi ara vermeksizin ikamet edilmeyen konutlar ortak kullanılsa dahi müşterek konut olarak kabul edilmez.
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 5. maddesi kapsamında müşterek konutun tahsisi konusu ile ilgili korunan kişi öncelikli olarak kabul edilmektedir.
Aile hakimi sosyo ekonomik duruma, hukuka ve hakkaniyete uygun olmasına göre müşterek konutun kimde kalması gerektiğine karar verir.
Günümüzde kadınların çalışmaması ve erkeklere oranla daha az gelire sahip olması sebebi ile müşterek konutun eşlerden birine tahsis dilekçesi yazılmamışsa bu durumda aile konutu genellikle kadına tahsis edilmektedir.
Boşanmada aile konutunun paylaşımı için ise eşler eşit oranda hak sahibi olup, evlilik tarihi akabinde edinilen tüm mallar eğer aralarında sözleşme yok ise ortak mal olarak kabul edilir.