Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin, Çevre Şehircilik Bakanlığı ve Kültür Turizm Bakanlığı’na açtığı Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) Bahçekapı mevkiindeki peyzaj projesine dair davada bilirkişi raporu çıktı.
“Atatürk Orman Çiftliği alanlarının en küçük parçasının dahi beton olmaması gereklidir” denilen raporda, şu ifadelere yer verildi:
- AOÇ arazisi bataklık yetersiz bir alanken büyük bir çabayla ıslah edilmiştir. İmkansız görülen çiftlik projesinin başarıya ulaşması durumunda tüm ülkeye örnek olacağına inanılmıştır.
- AOÇ’nin arazisine dair plan yapılırken iki noktada durmak ve farklı bakmak gereklidir. Birincisi Atatürk Orman Çiftliği’nin kurumsal kimliğidir.
- AOÇ, modern tarım ve sanayi tekniklerinin ilk defa uygulandığı bir kent çiftliği olarak genç Cumhuriyet için bir üretim modeli oluşturmuş ve Anadolu’daki diğer şehirlere bir örnek teşkil etmiştir.
- Bu kimliğin korunması ise planlama gibi birçok sosyal bilimin de temel kabulleri arasındadır. Böyle değerli bir alan planlanırken rekreasyon alan kullanımı ile tanımlanırken, diğer alandan farklı yaklaşılması gereklidir.
- Rekreasyon alanı AOÇ için lokanta, restoran, çay bahçesi ve bunlara ilave olarak önemli bir hafriyat yapılacak ‘Gösteri-Etkinlik Sahnesi (78 metrekare) ile 2400 metrekare büyüklükteki havuz yaklaşık 90 otoluk beton yüzeyli otoparklar olmamalıdır.”
SALGIN VURGUSU
- AOÇ, Ankara’nın yoğun kentsel dokusu içinde açık ve yeşil alan olarak kalmış seyrek alanlarıdır. 2019 yılında tüm dünya yeni bir çağa girmiştir. Bu çağ salgınların sıkça yaşanacağı farklı bir çağdır.
- Tüm disiplinler salgın ile birlikte yeni normallerin nasıl olacağını konuşmaktadır. AOÇ arazisi hem açık alan hem de yeşil alan olması açısından önemlidir. Flora ve fauna çeşitliliğinin korunması artık bir tercih değil zorunluluktur.
- Dava konusu 1/5000 ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı imar planlarının uygun bulunmasına dair kararın imar planı şehircilik ilkeleri kamu faydası ve mevzuata uygun olmadığı kanaatine varılmıştır.