in

Çiftçinin 2021 Beklentileri ve Çözüm Önerileri

Adana Çiftçiler Birliği, 2021 yılına dair problemleri ve çözüm önerilerinin de bulunduğu 25 maddelik bilgi notu yayımladı.

Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru imzasıyla paylaşılan bilgi notunda, “2020 yılında dünyaca mücadele edilen pandemi sürecinde sağlık sektöründen sonra en fazla konuşulan ve gündemi meşgul eden tarım sektörü olmuştur. Güvenilir gıdaya sürekli ve spekülasyonlardan uzak, uygun fiyatlarla ulaşımın sağlanması için ülkemizin başta stratejik tarımsal ürünlerde kendiliğinden yeter duruma gelebilme hedefi herkes tarafından benimsenmiştir. Küresel ısınma, iklim değişikliği, dünyada artan nüfus baskısı, nüfusu yoğun ülkelerin yükselen gelir seviyesiyle artan farklı beslenme ihtiyaçları, tatlı su kaynaklarındaki azalma, köyden kente göç, tarım nüfusunun yaşlanması ve tarım yapılan arazilerin imar ya da farklı nedenlerle kaybedilmesi gibi gündemdeki temel konular ışığında, hepimiz için zor geçen 2020 yılını geride bırakırken, ülkemizde tarım sektörünün yaşadığı problemler ve çözüm tavsiyelerimizi ilgili merciler ve kamuoyunun görüşlerine sunarız” ifadelerine yer yeriliyor.

2021 yılı ve sonrası için çiftçilerin dikkat çektiği problemler ve çözüm tavsiyeleri şöyle sıralanıyor:

1- Enflasyonla mücadele kapsamında, gıda enflasyonunu düşürmek için üretici fiyatları yerine üretim maliyetlerini düşürücü önlemler alınmalıdır. Tarımsal kayıtların fiyatları yakından takip edilerek, haksız kazanç ya da spekülatif artışlarda Tarım Bakanlığı, müdahil olarak gerek görülürse Rekabet Kurumu’nu devreye sokmalıdır. Kur artışı bahanesiyle dışa bağımlı olduğumuz girdilerde artan fiyatlar, kurların düşmesiyle aynı oranda gerilemiyorsa, ilgili kurumlar tarafından, çiftçimizin çıkarını koruyacak, haksız rekabeti önleyecek tedbirler alınmalıdır.

2- İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinde oluşturulan bilim kurulu, yapmış olduğu belirlemeler ve tavsiyeleriyle takdir toplamıştır. Tarım sektörü için de işin pratiğini bilen bilim insanları, sanayiciler, çiftçi temsilcileri ve bürokratlarımızdan oluşacak bir kurul, uzun vadeli tarım problemlerine daha akılcı çözümler üretmelidir.

3- Küresel ısınmanın etkisiyle iklim değişikliği ve tatlı su kaynaklarımızın azalma riski Türk tarımının önündeki en büyük ortak problemdir. Su kaynaklarımızın yüzde 70’inin kullanıldığı tarım sektöründe geleceğimizin emaneti suyumuzu tasarruflu kullanmaya yönelik eğitici, teşvik edici, yönlendirici programları hayata geçirerek, birçok tarımsal destek, sübvansiyonlu kredi ve tarımsal yatırım teşviklerinde suyu doğru yöntemlerle ve tasarruflu kullanma ön koşul haline getirilmelidir.

4- Tarım ve Orman Bakanlığımızın 2021 yılında sulama yatırımlarına öncelik vereceği açıklaması sektörümüz açısından memnun edici bir gelişmedir ve takdirle karışlanmaktadır. Ancak yeni tarımsal sulama yatırımlarında çağın gerekleri de göz önüne alınarak su ve enerji tasarrufu sağlayacak yeraltı kapalı sistem basınçlı sulamaya geçilmesi gereklidir.

5- Türkiye’de tarım ile ilgili açıklanan verilerin güvenilir olmaması, karar alma ve projeksiyon yapmayı da zorlaştırmakta ve hatta bazen yanlış kararlar almaya da neden olmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığımız içeriğinde başlatılan ürün masalarının çalışmalarını takdirle takip etmekle birlikte, doğru tarımsal istatistiklere ulaşmak için gelişmiş ülkelerin tarımsal veri toplama metotları da incelenip, birçok teknolojiyi devreye sokarak, Türk tarımında doğru verilere ulaşmalıyız. Ölçemezsek kontrol edemeyiz, kontrol edemezsek yönetemeyiz.

6- Ülkemiz farklı coğrafi ve iklim koşullarında her çeşit ürünün üretilmesine imkan veren önemli bir tarım ülkesidir. Her bölge ve ürünün farklı problemleri olabilmektedir. Bu problemlerin en akılcı biçimde çözülmesi, işin içinde olan sivil toplum kuruluşları ve çiftçi temsilcileriyle görüşülerek, kaynağından doğru bilgi almakla olur. Tarım ve Orman Bakanımız ve ilgili bürokratlarımız ile çiftçiyi temsil eden kuruluşların daha sık ve düzenli bir araya gelmesi problemlerin çözümünü hızlandıracaktır.

7- Çiftçilik; birçok iklim şartında, zaman ve mesai şartlarının diğer sektörlere göre farklı olduğu, doğayla iç içe yapılan zor bir meslektir. Tarım sektöründe çalışan sürekli tarım işçileri ve işverenlerin arasındaki çalışma ve sosyal güvenlik şartlarının düzenlendiği Tarım İş Kanunu, günümüz şartlarına göre tekrar tartışılarak hazırlanmalı ve hayata geçirilmelidir.

8- Meclis’te 2020 yılında kabul edilen yeni taklit ve tağşişle mücadele yasası, çiftçimizin ürettiği ürünleri gıda tebliğine uygun olarak üreterek mamul hale getiren dürüst sanayicimizin ve çiftçilerimizin hakkını ve emeğini koruyan, gıda sektöründe üretilen mamul ürünlerde haksız rekabetin önüne geçecek ve halk sağlığını da koruyacak önemli bir yasal düzenlemedir. Ancak bu yasanın tarım il teşkilatları ve hatta belediyelerimiz tarafından etkili ve adil olarak uygulanması ve sonuçlarının da Tarım ve Orman Bakanlığımız tarafından aylık olarak kamuoyu ile paylaşılmasını bekliyoruz.

9- Tarımsal desteklemeler, toplam miktarı tartışmalara açık da olsa, tarımın desteklenmesi gerekliliği ve bunun da kanuna bağlantı kurarak her yıl açıklanması tarım sektörümüz için önemlidir. Ancak bu desteklerin, tarımın içinden gelen çiftçiler ve temsilcileriyle görüşülerek etki analizleri yapılmalı; çevre ve insan sağlığına, ürünün pazarlama gücüne, rekolteye, üretim maliyetine ve çiftçi refahına katkıları detaylarıyla ayrı ayrı ele alınarak sadeleştirilmeli, etkisiz ve lüzumsuz olanlar kaldırılmalı, mevcut destekleme bütçesi daha etkili kullanılmalıdır.

10- Tarımsal destekler yılın başında açıklanarak ekim planlamasıyla ülkenin ihtiyacı olan ürünlerin ekimi teşvik edilmeli ve bir sonraki ürün tohumu tarlaya düşmeden, çiftçinin üretim maliyetleri için nakit ihtiyacının en fazla olduğu zamanda ödenmelidir.

11- Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığımızın yapacağı görüşme ile tarımsal desteklerden kesilen yüzde 2 ile 4 oranındaki stopaj vergisi kaldırılmalı ve desteklemeler çiftçilerimizin hesabına kesintisiz olarak ve bankanın açık olduğu hafta içi günlerde yatırılmalıdır.

12- Tarım politikalarının uygulanması ve çiftçimizin yönlendirilmesinde; sera ve hayvancılık yatırımları, stratejik ürün üretimi, 40 yaş altı ve kadın çiftçilerin desteklenmesi, basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaşması gibi konularda Ziraat Bankası vasıtasıyla hazine destekli yatırım ve işletme kredileri verilmesinin ne kadar etkili ve önemli olduğu görülmüş ve çiftçilerimiz tarafından da takdirle karşılanmaktadır. Bu kredilerin daha da yaygınlaşarak belirlenen tarımsal politika ve yönlendirmelerin uygulamasında daha etkin kullanılması tarımın geleceği için faydalı olacaktır.

13- Tarım kesiminde artan borçlanma ve takibe düşme oranlarındaki yükseliş, çiftçimizin maliyet ve satış fiyatları arasındaki makasın daraldığı, kar oranlarının düştüğü ve hatta zarar ettiğinin göstergesidir. Özellikle küçük çiftçimizin borç yapılandırma ihtiyacı artmıştır. Tarım Kredi Kooperatiflerinde ve Ziraat Bankası’nda takibe düşen borçların faizlerinin hazine tarafından ödenip, anaparanın 5 yıl vadeye bölünerek tahsil edilmesi, yalnızca ekonomik değil, köyde yaşayan ve kefaletle kredi kullanan küçük çiftçimiz için sosyal bir gereklilik haline gelmiştir.

14- Tarımsal kredilerdeki geri dönüşlerde kamu ve özel bankalarda yaşanan sorunlar göz önüne alınarak, üretimin devamı için ödeme güçlüğü çeken çiftçimize, kredinin açıldığı faiz oranıyla yapılandırma imkanı getirilmeli, yeni açılacak tarımsal işletme kredilerinde BDDK’nın alacağı kararla, 6 ayda bir faiz ödenmesi şartıyla kapatma vadesi 24 aya çıkarılmalıdır.

15- Hayvancılıkla ilgilenen çiftçilerimizin kredi teminatı olarak hayvan varlığını göstermesi BDDK tarafından da kabul görmesine rağmen, özel ve kamu bankalarımız bu uygulamadan kaçınmaktadır. Böyle olunca diğer teminatı olmayan çiftçi sistem dışı kaynaklardan yüksek oranlarla borçlanarak üretim maliyetlerini artırmaktadır. Bankalarımızın hayvan varlığını teminat olarak kabul etmesi, Hazine ve Maliye Bakanlığımız tarafından sağlanmalıdır.

16- Kooperatifçilik, özellikle tarım sektöründe dağınık yapıdaki küçük çiftçilerin güçlerini birleştirerek katma değer yaratmaları, toplu alım ve satış yaparak maliyetlerini düşürmeleri açısından kabul görmüş bir ekonomik modeldir. Ancak Türkiye’de sektörü kurtaracak yeni bir buluş da değildir. Kooperatifçilik ülkemizde Cumhuriyetin ilk yıllarında başlamıştır. Az sayıda da olsa etkin örnekleri olduğu halde yaygınlaşmamasının ve başarısız olmasının esas sebebi kooperatiflerin yanlış yönetilmesidir. Kooperatifçiliğin gelişmesi için Tarım Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı ilgili sivil toplum kuruluşlarının da görüşünü alarak, ortak bir çalışmayla tarımsal kooperatiflerin kuruluş ve yönetimleri ile ilgili kanunu tekrar düzenlemeli ve yöneticilerine mutlaka bütün kişisel varlıklarıyla sorumluluk getirilmelidir.

17- Tarım Kredi Kooperatifleri, çiftçimiz için önemli ve gerekli bir kuruluştur. Yaklaşık 810 bin çiftçimizin ortak olduğu yalnız yönetimine müdahil olamadığı bu önemli kurum, Ziraat Bankasıyla aynı hazine desteğini almasına rağmen daha yüksek faiz oranı, masraf ve komisyon uygulayarak, piyasadaki en büyük alıcı konumunda olduğu halde gübre ve zirai ilacı çiftçimize daha pahalıya satarak ufak üreticilerimizin tepkisini çekmektedir. Tarım Kredi Kooperatiflerinin yönetim organizasyonu, kooperatif, bölge birliği, hizmet büroları, depoları ve iştirakleriyle tekrar yapılandırılarak işletme maliyetlerini düşürecek tedbirler alınmalı ve ortaklarına piyasa fiyatlarının altında girdi sağlamalı ve üretilen ürünlere katma değer yaratılmalıdır. Kooperatifçiliğin temel amacı budur.

18- Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), piyasa düzenleyici görevi sebebiyle çiftçinin destekçisi, sanayici ve tüketicinin ise emniyetidir. TMO enflasyon ve değişen piyasa şartlarına göre açıkladığı müdahale alım fiyatını aylık olarak güncellemelidir. Aksi halde bu yıl olduğu gibi açıklanan buğday ve mısır fiyatı piyasanın altında kaldığından, gerekli alımı yapamayarak ithal etme halinde kalabilmektedir. TMO, alım fiyatlarıyla beraber aylık satış fiyatlarını da açıklamalı, sanayicinin önünü görerek piyasaya girmesini sağlamalıdır.

19- Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında tarımsal ürün ihracatındaki hedeflere ulaşmak için ihraç ettiğimiz tarım ürünlerimizde tek pazara bağlılığı engellemek, ihracatın artarak sürekli olması ve ürettiğimiz ürüne katma değer yaratmak, yeni ve zengin pazar arayışına girmek önemli bir husustur. Bu kapsamda uzak mesafeler için gerek görülürse havayolu taşımasını da devreye sokarak navlun desteği verilmesi, ihracatçılarımızın yeni pazarlara girmesinin önünü açacak ülkelerle alım protokolleri imzalanması, ihracatçımızın yeni pazarlarda rekabet gücünü arttıracaktır.

20- Yaş meyve üretiminde çok yıllık ürünlerin ekimi ve dikimi konusu ile ilgili planlama eksikliği, uzun vadede arz fazlalığına ve dolayısı ile değersiz ve hatta zararına üretime neden olmaktadır. Bu hususta envanter çalışması yapılarak çiftçilere yapacağı uzun vadeli yatırım konusu ile ilgili destek olunmalı, çok fazla ekimi olan ve yurt dışında rekabet şansı olmayan ürünlere destekleme kesilerek lüzumsuz yatırımın önüne geçilmelidir.

21- Açıklanan maliyetler dikkate alınmadan çiğ süt fiyatlarının Gıda Komitesince tespit edilip, Ulusal Süt Konseyine açıklatılması, konseyin vasfını yitirmiş olduğu anlamındadır. Fiyat açıklanıyorsa Et Süt Kurumu (ESK) tarafından açıklanan fiyatla çiğ süt alınarak süt tozu haline getirilmeli, çok fazlası ihraç edilmeli, Serbest ekonomi şartlarıyla uyumsuz olan bu duruma açıklık getirilmeli, piyasa düzenlenmelidir. Çiğ süt maliyeti hesaplanırken, dünyada kabul görmüş süt yem paritesine göre, dörder aylık dönemlerde en fazla kullanılan yem hammaddelerinin Borsa fiyatlarının baz alındığı bir formül üzerinde anlaşarak çiğ süt fiyatı belirleme bir sisteme bağlanmalı, toplama ve soğutma bedelleri ise yüzdesel olarak bu fiyata ilave edilmelidir. Çiğ süt destekleme prim miktarlarının belirlenerek aylık ödeme yapılacağının açıklanması üretici açısından olumlu bir gelişmedir.

22- Süt Hayvancılığıyla uğraşan çiftçilerimizin üye oldukları birlik ve kooperatiflerin dağınık yapıda ve sayıca çok olması, sektöre zarar vermektedir. Damızlık sığır yetiştiren ve süt üreten bir çiftçinin üye olması gereken birlik tek bir çatı altında toplanarak tek seslilik sağlanmalı, birbirlerine adeta rakip hale gelen lüzumsuz kooperatif ve birlikler kapatılmalıdır.

23- Tarımsal amaçlı kullanılan elektrik birim fiyat tarifesi, dağıtım şirketlerinin özelleşmesiyle diğer tarifelerden daha pahalı hale gelmiştir. Tarımsal üretim maliyeti içinde önemli bir yer tutan tarımsal elektrik fiyatlarına müdahale edilerek indirim uygulanmalı, hayvancılık ve tarım ile ilgili elektrik faturaları Ziraat Bankasında otomatik ödemeye alınması şartıyla hazine destekli sıfır faizli kredi ile aylık ödenerek, çiftçimizden yıl sonunda tahsil edilmelidir.

24- Tarımın geleceği açısından iklim değişikliği en büyük risktir. Bu riskle mücadele ederken don gibi çiftçimize önemli zararlar veren doğa olaylarına dair korunma amaçlı dona karşı rüzgar pervanelerindeki yüzde 18 olan KDV oranlarının yüzde 8’e düşürülmesi bu makinaların alımında finansman maliyetini düşürecek ve yaygın kullanımına destek olacaktır.

25- Dünyada hücresel, dikey, dijital ve titiz tarım gibi konularla geleceğin tarımı tartışılıp, sağlıklı ve yüksek verimli, çevreyi koruyan tarımsal üretim modelleri tasarım edilmeye çalışılırken, ülkemizde yüzde 17 olan tarım nüfusumuzun milli gelirden aldığı yüzde 7 payla çiftçimizin ayakta kalması ve geçim derdine çare bulmayı konuşuyoruz. Ülkemizin lojistik avantajları ve yüksek tarımsal potansiyeli ile Ortadoğu, Balkanlar, Kafkaslar ve hatta Uzakdoğu’nun tarımsal üretim merkezi haline gelmesi hayal değildir. İhtiyacımız olan stratejik ürünleri, dışarıya bağımlı olmadan, iklim, toprak ve su koşullarımıza göre en verimli biçimde üretmek için tarımsal politikalarımızı ve üretim ilk önceliğimizi, siyaset üzeri düşünerek, uzun vadeli belirlemeliyiz. Tarım kesiminin süreğenleşen problemlerine, kuvvetli bir siyasal iradeyle, radikal ve kalıcı çözümler getirilmeli, tarımda aynı problemleri konuşma kısır döngüsünden kurtulup, bizler de ülkemizde geleceğin tarımını tasarlamalıyız.

Ne düşünüyorsunuz?

216 points
Upvote Downvote

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

Toki Konut Satışları İçin Bugün Start Verildi !

TOKİ Taksitleri Ertelenecek Mi ?