Gayrimenkul geliştiriciler konut satış ivmesinde süren artışı devam ettirmek için kampanyalar düzenliyor.
Kamu bankaları, koranavirüs döneminde tüketicinin ihtiyaçlarına yönelik çeşitli kredilerle faiz oranlarını düşüren adımlar attı ve bu dönemde ekonomiye sunulan katkıyı da artırdı. Ev sahibi olmak isteyenler de aynı dönemde düşük faizli ve uzun vadeli kredi imkanlarından istifade etti. Eylül ayıyla beraber konut kredilerinin vade oranları tekrar yükselmeye başladı. Tüketiciyi ev alımına teşvik eden ‘psikolojik sınır’ olarak gösterilen % 1 faiz oranının üzerine çıkan bankaların konut kredisi vadeleri, % 1.05 ile % 1.64 arasında yer alıyor. Ancak ev satışında dinamik geçen süreci devam ettirmek isteyen gayrimenkul geliştirici firmalar, yaptıkları kampanyalar ile bu oranı sübvanse etme yoluna gidiyor. Bankalarla veya şirket bünyelerinde yapılan çalışmalar uzun vade ve mevcut kredilere göre daha düşük faiz oranları içeriyor.
Avantajlı konut kredisi paketi Haziranda normalleşme sürecine geçiş ile kamu bankaları tarafından devreye alındı. Yeni konutlar için 15 yıla varan vadede, 0.64 faiz oranı ile kredi takdim edilirken, ikinci el konutlar için bu oran 0.74 olarak uygulandı. Daha sonra % 0.87’ ye çıkarılmıştı. Paket, Ağustos ayı başında sonlandırıldı.
‘Çalışmalar var’
Özel bankaların bu dönemde kredi faizlerindeki hareketin ‘yavaş’ kalması sebebiyle düşük faiz oranlarının sürdürülebilir olmadığını ifade eden Nazmi Durbakayım, yeni süreçte ise firmaların ev alımını cazip hale getirmeye devam ettiğine dikkat çekti. “Tüketici ve sektör için atılan adımlara özel bankalar biraz daha destek verseydi, ortaya çıkan sinerjiden kazançları da misli olacaktı. Şimdi el birliği ile gayret içindeyiz. Firmaların kendi kampanyalarıyla ev alımını cazip tutmak için faizleri sübvanse eden çalışmaları var. Elbette tek bir tarafın yaptığı çalışma sürdürülebilir olmuyor. Ancak bilhassa ihtiyacı olan kesim için bir süre daha koşulların avantajlı olmasını sağlıyoruz” şeklinde konuştu.
Durbakayım, teknik yapı olarak banka ile % 0.99 faiz imkanı sunulduğunu, İstanbul’ daki projeleri için kendi bünyelerinde % 0.64 oranla 72 ay vadeyi ihtiva eden ödeme modelleri olduğunu söyledi.
‘Maliyet artıyor’
KONUTDER (Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği) Başkanı Altan Elmas, konut kredi faiz oranlarındaki düşüşlerin genelde bankalar veya sektör tarafından çıkartılan özel paketler ile bir süre düşük tutulabildiğini belirtirken, bu durumda % 0.99 oranın da 10 yıllık vadede uygun bir seviye olduğunu dile getirdi. Elmas, “Kamu bankaları tarafından bilhassa birinci el konut için uygulanan % 0.64 faiz oranı bir fırsattı. Kullanabilen tüketici kullandı. Ancak bu oranları sürekli bu seviyede tutmak tabii basit değil. Bu nedenle ev maliyetleri ile yeni ev fiyatlarını karşılaştırdığımızda hala fiyatların % 50 uygun olduğunu görüyoruz. Konut alımını erteleyenler, aslında bekledikçe fiyatların arttığını görüyor. Bu nedenle faiz düşük olsa dahi ödedikleri oran belki de daha fazla artacak. Mevcut koşulların da tüketici tarafından değerlendirilmesini tavsiye ediyoruz” dedi.
Kredi hacmi 269 milyar lira
Temmuz ayında konut kredisi toplam hacmi 269 milyar lira olarak gerçekleşerek büyük bir rekor kırdı. Konut kredisi faiz oranlarının Ağustos ayında yükselmesi nedeniyle talepte düşüş yaşanacağı beklenirken konut kredisi kullanım hacminde de bu nedenden dolayı azalma yaşanacağı belirtiliyor.
Konuta dayalı bankacılık
Yeni bir kampanya üzerinde çalıştıklarını, faizi sübvanse ederken bir yandan da ödeme modellerini genişleteceklerini anlatan Özak GYO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akbalık, gayrimenkul sektörü için özel bir banka ihtiyacı olduğunu ifade etti. Daha önce yaptığı açıklamalarda da ‘Konut Bank’ tavsiyesini sıklıkla bahsettiğini hatırlatan Akbalık, “Faiz oranları konut sektörünü tetikleyen en önemli etken. Bunu kabul etmek lazım. Kamu bankaları düşük faizli bir kampanya başlattı ve buna bir miktar katkı veren özel bankalar ile satışlar hızlandı, talep çok arttı. Bugünün şartlarında en iyi yatırım aracının gayrimenkul olduğunu herkes görüyor. Ama bu sistem artık sürekli hale gelmeli. Mortgage sistemi, konuta dayalı bir bankacılık sisteminin, devtletin de sübvanse ettiği biçimde hayata geçmeli. Emlak Katılım var ancak bu rolü üstlenebilmiş değil. Konut Bank dediğim şey, mortgage sürecini gelişmiş bir biçimde donatıp, kamuya yük olmadan sağlıklı yürütülmesini sağlamalı. Konuta özel bir durum istediğimiz anlaşılmasın. Bugün birçok alt sanayi kolunu harekete geçiren gayrimenkul sektörünün önemini çok iyi biliyoruz” dedi.