in

Sorunun Kaynağı, Denetim Mekanizmalarındaki Tavizler !

Türk inşaat mühendisi, Japonya’da depreme karşı yapılan uygulamaları anlattı, depreme dair tecrübelerini paylaştı.

Seda Şendir Torisu, dünyada 6,0 ve üzeri şiddetindeki her beş büyük depremden birinin meydana geldiği Japonya’da bir inşaat şirketinde zemin etüdü konusu ile ilgili uzman olarak çalışıyor. Torisu, deprem yönetmeliği konusu ile ilgili tecrübelerini paylaştı.

”Türkiye’de de aslında Japonya’daki gibi şartnameler ve afet yönetmelikleri var. Ancak sorun, Japonya’nın aksine Türkiye’de yapı üretimi müteahhit-taşeron sisteminin inisiyatifine bırakıldığında ve denetim mekanizmalarında tavizler verildiğinde ortaya çıkıyor.”

Kilit Nokta Tavizsiz Denetim

”İçinde insanların yaşayacağı bir binanın projelendirilmesi ve deprem performansının belirlenmesi için gereken hesaplamaları Japonya kanunlarına göre yalnızca kençikuşi adı verilen mimarlar yapabiliyor. İnşaat mühendisleri ise büyük altyapı projelerinde hesaplamalar yapsa da kençikuşi’lerin orada da sözü geçiyor, ilk önce onların şartnamesine bakılıyor. İnşaatı yapacak olanlar da bu hesaplamalara ve İnşaat Standartları Kanunu’na harfiyen uymak zorunda. İnşaat başladıktan sonra yapı denetimden sorumlu kişiler hiçbir müsamaha göstermeden yapının şartname ve standartlara uygun yapıldığını denetlemek zorundalar. Geçen yıl Leopalace21 isimli Japon inşaat şirketi iki oda arasındaki duvarın ses ve yangın geçirmez özelliklerinin standartlara uygun olmadığının ortaya çıkması üzerine özür dileyip, bütün ülkede inşa ettiği 40 bine yakın apartman dairesinin tamamını tetkik kararı almıştı. 1995′ te ise Güney Kore’de dolgu zemine yapılan ve destek kolonları yürüyen merdiven yapmak için kesilen Sampoong isimli çok katlı mağaza, inşaasından 5 yıl sonra çökmüş ve 502 şahsa mezar olmuştu.”

Binaların sağlamlığı nasıl hesap edilir ?

Deprem esnasında yerin altından yeryüzüne ne kadarlık bir ivme yansıyacağına bakılarak deprem yükü hesaplanıyor. Dizayn ivmesi yapının ağırlığı ile çarpılıp, onun kadar kuvvet yapı üzerine uygulanıyor. Bu tür hesaplamalar Japonya’da da Türkiye’de de aynı biçimde yapılıyor. Torisu, mühendislik çözümü yapılan, doğru çözüm uygulanan binaların yıkılmaması gerektiğini düşünüyor. İzmir depreminin beklenenin altında bir ivmeyle geldiğini, çözümü olan bir deprem olduğunu fakat uygulamada kusurlar olması sebebiyle yıkıcı bir etki bıraktığını ifade ediyor. Torisu’ya göre yönetmelikler ve şartnameler, beklenenin üzerinde bir ivmeyle karşılaşılan her yeni depremle birlikte yenileniyor. Japonya’da 2011’de meydana gelen ve Fukuşima nükleer santrali kazasına neden olan 9.0 şiddetindeki deprem ve bunun yol açtığı 13 metrelik tsunami akabinde bina inşaa yönetmelikleri bu defa bu şiddetteki bir depreme dayanacak biçimde güncellendi.

Zeminin taşıyıcılığı önemli !

İzmir depreminde yıkılan Doğanlar ve Rıza Bey apartmanlarının üzerine kurulduğu zeminin daha önceden bostan ve tarla olduğu iddiaları üzerine Torisu, zeminin sıvılaşma riskine karşı yapılacak etüdün oldukça önemli olduğunu belirtiyor. Bu günlerde üzerinde çalıştığı Japonya’daki nükleer bir tesisin atık su menfezleri projesini örnek vererek “Menfezlerin bulunduğu zeminde sıvılaşma bekleniyor. Biz de zeminin sorunlu olduğu yerlerde iyileştirme yapıyoruz. Ancak yapı taşıyıcı gücünü kaybedecekse ya da iyileştirme çok maliyetli olacaksa bina o zemine inşa edilmemeli” diyor.

Bir depremde ağır hasar görmüş binalar için yıkmaktan başka yapılacak birşey yok. Orta hasar görmüş binalar ise güçlendiriliyor. Bayraklı’da yıkılan binaların 2005’teki depremden sonra depreme karşı güçlendirilmesinin yapılmış olduğu söylense de, mühendislik açısından yıkılması gereken bir bina, herhangi bir sebeple orta hasar görmüş diye raporlandığında, güçlendirme yapılsa dahi bir sonraki depremde yıkılmaktan kurtulamıyor.

Binaların Bayraklı’dakiler gibi pancake biçiminde yıkılmasının çok farklı nedenleri olabileceğini anlatan Torisu, bunlar arasında betonarme yapının taşıyıcı sistemindeki sorunlar ve deniz kumu kullanıldıysa düzgün elenmemesinden kaynaklı içinde kalan tuzun zaman içinde donatıyı korozyona uğratması ya da deniz kabukluları sebebiyle betonda boşluklar oluşabilmesi olduğunu söylüyor.

25 Nisan 2012’de Bayraklı Belediyesi Deprem Etüt Merkezi’nin hazırladığı rapora göre Rıza Bey Apartmanı’nın her katında yapılan ölçümler betonarme projesi ile karşılaştırıldığında sıklaştırma olmadığı gözlenmiş. Torisu, kolon kiriş bağlantı bölgelerinde deprem kuvvetlerinin büyük olduğunu, sıkılaştırma yapılmadığında bu yüklerin etkisi altında yapının büyük bir hasara uğramasının kaçınılmaz olduğunu belirtiyor.

Torisu, İzmir depremini duyan Japon patronunun, yıkılan binaların görüntülerini görünce çok şaşırdığını ifade etti ve ekledi:” Bana Türkiye’de afet yönetmeliği var mı, binalara donatı konuluyor mu diye soruldu. Bu sorulara maruz kalmak bile çok acı..”

Ne düşünüyorsunuz?

256 points
Upvote Downvote

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0,33 Faiz Oranıyla Konut Kredisi Fırsatı

Konut Alırken Nelere Dikkat Edilmesi Gerekir ?